It'sAWonderfulLife (Turkish translation)
Turkish translationTurkish
/English
A
A
It'sAWonderfulLife
Beni aradığını duydum, evet, bebeğim, önerim bunu yapma.
Bunun bi' çocuk işi olmasını istemiyorsan 1, bi' tane büyüğünden gebelik önleyici seç.
Telefonlarını açmıyorum, bence bunun için adını "Fatura Tahsilatçısı" yapmalısın. 2
Sakinim ve kendime hakimim, sen de diğer yandan kafa s*kiyo', bununla stres atıyorsun.
"S*kiyim topluluğunuzu", sende ona böyle demene rağmen biraz sinirlenmiş gibisin.
Bi' mesajın yok, eksik olan bi' şeyi asla masaya getirmezsiniz.
Bi' görevdeyim, tavandan içeri silahlarımla giriyorum. 3
Hissettiğim tüm parçalarımı koparmaya karar verdin,
ve yeniden yaşamaya çalışman, yeniden paketlemen, sana yaşam sundu.
Buna saygı duyarım ama bana asla senin gibi hissetmem gerektiğini söyleme,
çünkü asla yapmam, sürtük, sesi fuller, patlata patlata dinlerim SESH denen b*ku. 6
Yüzüme maskeyi takıp, yola çıkmak üzereyim, sürtük. 7
Kauçuktan eldivenlerimle, yüzlerce esrarımla, BONES kapıları parçalıyo', sürtük.
Silah kapıda asılı, kaçmaya çalış, seni bi' hayalete çeviriyim, sürtük.
Yoldan uzak dururum, ama bi' savaş çıktığında, parçalamaya başlarım, sürtük.
O sarı kamyona binerim, yüzde beş kadar camları inik. 8
Oh, çok fazla mermi düştü, on kişi olduğumuza yemin edebilirim.
4/4 puanla 9, ateşledim shotgunu, kelimesi kelimesine.
Yolcunun zararı, adam başına gelmiş 10 saçma kurşunu.
Arka koltuktan atlıyorum, esrarları birbirine rakip gibi tüttürüyorum. 10
Ver onu, uçmak için iç, ayy.
Kimse bana baskı yapamaz, kimse beni kontrol edemez.
Hâlâ ağızlarındayım onların bi' Colgate gibi. 11
Benimle t*şşak geçersen, bi' yolu olmaz.
Ekiple t*şşak geçersen, hâ tamam.
Bi' zaman da, başına çökeriz. 12
Bi' gün, bunu hissedersin. 12
Ve o zaman gitmemiz için yalvarırsın.
Böyle bi' sorun istemiyorsun, ben küçücük bi' şeyim. (Küçük)
Yadigârlarım eskiden kalma, Robert Culp, izinden gidiyorum. 15
Tarih kanımın derinliklerinde akıyo', geri adım atman en iyisi. 15
O kelime neydi? (Ne? Ne?)
Ne öğrenmiştin? (Ne?)
Sıranı beklemelisin, sürtük.
O yanığı tedavi etmelisin,
çünkü seni alevle boğacağım.
Sana bi' isim takmama gerek yok. 16
Ne zaman ağzımdan bi' laf çıksa biliyorlar onu kime söylediğimi, 16
neden mi, seni bi' mezarda göreceklerden, evet. 16
Harika bi' gün geçiyorum, müthiş bi' hayatım var.
Muhteşem bi' ölümün oldu, harika bi' gece. 17
Harika bi' gün geçiyorum, müthiş bi' hayatım var.
Muhteşem bi' ölümün oldu, harika bi' gece. (Ne?) 17
- 1. "You do not want it with the kid": Eski adı "Th@ kid"'e bi' gönderme var.
- 2. "Bill collector": Burada aramalardan dolayı açmıyorum bana belki "Bill Collector" olursan ulaşabilirsin diyor.
- 3. "I'm on a mission, strapped up while I descend from the ceiling": "Tom Cruise"'un "Görevimiz tehlike" filmine bi' gönderme. Tom Cruise kasaya inerken böyle bi' tabir kullanıyormuş.
- 4. "Killing": "Soymak, vurgun yapmak, büyük kazanç" sağlamak anlamlarında.
- 5. "So many copies of my sound and image": Bu sanırım onun gibi takılanlara bi' gönderme. Vurgun yaptım derken ünlü oldum ve herkes benim imajımda, benim sesimi taklit ediyor gibi bir şey.
- 6. "SESH": TeamSESH'i bilmeyenler için, BONES'in Crew'i. Burada kötü bir şey demiyor, sesi yükseltirim ve hoparlörler patlarcasına dinlerim SESH'i.
- 7. "'Bout to slap the mask": Bandwidth parçasındaki veya normal kafasında gördüğümüz siyah maske olabilir.
- 8. "5% the windows up": Sigara dumanını atmak için yeterli bi' inik seviyede cam.
- 9. "4 by 4": 4x4 parçasına bi' gönderme olduğunu söyleniyor. "BONES - 4x4".
- 10. "Track meet": Birden fazla takımın katıldığı atletiz turnuvası. Burada esrarları o şekilde içtiğini anlatmak istemiş.
- 11. "Colgate": V: "Colgate, diş macunu, diş fırçası, ağız bakım suyu ve diş ipi gibi ağız bakım ürünlerine sahip bir Amerikan markasıdır."
- 12. a. b. "Anytime, we can get it, Any day, you can feel it": Bunu "TheCurseOfTheGhost" parçasında duyduğumu çok iyi hatırlıyorum. Bu zaman kısıtlamarını hatta çoğu parçasında kullanıyor.
- 13. "Richard Petty": V: "Richard Lee Petty, "Kral" lakaplı eski NASCAR pilotu. NASCAR Şampiyonası'nı 7 defa kazanmıştır, Dale Earnhardt ile birlikte en çok şampiyon olan sürücüdür". Dale Earnhardt'dan bahsetmişti, kankasından bahsetmese olmaz.
- 14. "The Getty": Sanırım "Getty Center (The Getty)"'den bahsediyor. V: "Getty Center, ABD'nin Los Angeles şehrinin Brentwood semtinde yer alan bir müzedir. J. Paul Getty Müzesi’nin iki mekanından birisine verilen isimdir." Evim müze gibi demek istiyor olabilir. Yâni önemli bir yarış arabası pilotu ve ödülleri de müzelik çünkü eskiler.
- 15. a. b. "Robert Culp": G: "Robert Culp bir aktör ve Elmo'nun (BONES) büyükbabasıydı, aynı zamanda “Trackdown” adlı TV programında rol aldı. Aynı zamanda Half-Life 1'den Wallace Breen'in seslendirme sanatçısıydı. Bu nedenle Bones'un bu kadar çok Half Life 1 ve Counter Strike referansı var." Vay amq bu burdan mı geliyormuş. Sonraki "History run deep in my blood" satırıda buna bi' gönderme.
- 16. a. b. c. "They know who I'm dissin' .... you in a grave, yeah": Çok iyi line lan. İsim vermeme gerek yok çünkü benim mezar koleksiyonuma katılacaksın gibi bir şey söylüyor DeadMan.
- 17. a. b. "Gorgeous death": Parça birisinin ölüm parçası, ve ben de bundan isterdim.
Thanks! ❤ | ![]() | ![]() |
✕
BONES: Top 3
1. | AirplaneMode |
2. | Timberlake |
3. | HDMI |
Idioms from "It'sAWonderfulLife"
1. | yola cikmak |
Comments
Music Tales
Read about music throughout history
𝐋𝐨𝐩𝐞𝐰 (𝘔𝘌𝘓𝘐𝘏)