🎀 Bu çevirin açıkçası fazla hoşuma gitmedi. Sebeplerini sıralamam gerekirse;
• "Fail (me)" terimi var ama " to fail" terimi varmış gibi çevirmişsin. Ve güzelce okuduğunda bi' mantık hatası oluyor. Lana orada 2 farklı şeyden bahsetmiyor. "Başarısızlığa götürmek" ve "Bitiş çizgisi" aşırı dolaylı yoldan birbirine bağlanabilir. "Now"'ın "Artık" anlamını kullanmanda anlamı farklı bir yere çekiyor. Önceden oluyormuş da daha olmuyormuş gibi. Bunun böyle olduğunu bilmek için öncesi gerekmiyor mu? "Now" orada belki "şimdiki zamanı" temsil ediyordur sadece. "Şimdiki" + "Geçmiş" zaman kullanman farklı anlamlara itiyor insanı. Tek tek baktığımızda kelimelere hata yok, evet, ama anlam ve cümle bütünlüğüne geldiğinde ne yazık ki biraz çuvallamış. Sanki bize kelimeleri vermişsin de anlam yüklemememizi bekliyormuşsun gibi çevirmişsin. Bu şey değil mi doğru kelimeleri ben bulup anlam katmam? Sadece bunu kolaylaştırıyormuşsun gibi sen.
◘ Kendi çevirimden satırları verip, kendi yaptığım yanlışı sana sunup, senin buradan belki doğru bulabileceğine ve ona ulaşabileceğimizi umuyorum.
"*Ayaklarım beni şimdi yarı yolda bırakmayın.*"
"*Bitiş çizgisine kadar götürün beni.*"
Yanlışım cümlenin ögelerini dizme şeklim değil, o tercihim diyebilirim. Yanlışım, olmayan şeyi daha anlamlı kılmak için "yorumlanmış" olarak sunmam. Bu yanlış değil, olabilecek bir şey olsada yanlıştır. Belki farklı yerlere götürüyor olabilirim?
• Genel bir şeyi özelleştirmişsin. "Cennet" diye bir ifade yok öncelikle. Olsa tek özne olurdu ve orada "It" öznesi kullanılırdı. "Gates" derken "geçitler, kapılar" diyor ve birçok şeyi temsil ediyor ve sonucunda "They(Onlar)" öznesini kullanıyor.
• Şehrin sokaklarındaki yürümenin yanlışlıkla mı olduğunu yoksa planlandığını mı soruyor Lana. Şehrin sokaklarının tasarımını sorabilir ama Lana orada "Şehrin sokaklarında yürümesini" sorguluyor. Design'ın "kurnazlık, komplo, entrika" gibi anlamları olduğunu *hatırlatmak* isterim..
• "Louder!"'ı "Daha yüksek" olarak çevirmen beni "Higher"'a itti. Burada "Daha yüksek ses çıkartın" gibi bir şey. Bunu kısaltabilirsin, "Yüksek sesle" şeklinde iki kelimeye indirebilirsin ama bambaşka bir şeyin karmaşaya girmesine yol açıyor olabilirsin. Bunu 0 İngilizce bilen, argoda İngilizce bilen, günlük rutin değerlerinde İngilizce bilen kişi olarak, 3 farklı karakterimle yorumladım bu arada. Hangilerine veya hangisine hitap ediyorsun sence?
• "While" bağlaman ve ortada dümdüz "And" olması. Matematikte "Ve", "Veya" bağlacı diye bir şey vardır. (İngilizceyi bir matematik gibi görmem, matematiğinde benim için bir puzzle olmasıyla yorumladım buradaki düşüncelerimi) Btw, her yerde var ama bunu örnek vermek istedi canım. 9. Sınıfın ilk konusudur mantık ve önemli bir yere sahiptir. "Ve" derken iki **farklı** olayın da aynı anda gerçekleşmesi gerekir. "Veya"'da iki **farklı** olayın içinden sadece bir tanesinin gerçekleşmesi gerekir. Birde şey vardır "ise" bağlacı. Derki ki "şu şöyleyse bende böyleyim". Burada "Ve" bağlacı var ama sen bana "ise" bağlacı çevirmişsin. Türkçe meali, yollar zorlaştığında aşk yetersiz gelir değil, aşk bazen yetersiz gelir, ve yollar zorlaşır. Buradaki yol bildiğimiz yol değil sadece sana çevireceğin şeyi al "kopyala-yapıştır" yapmaman için sana doğru şeyleri söylemiyorum. Lütfen yüklemi olumsuz yapıp "isim" cümlesi mi, "fiil" cümlesi mi gibi kontrol etme. Aşk yeterli gelmiyorsa, aşk yetersizdir. "Aşk yeterli gelmiyor" demek sanki Türkçeyi yeni öğrenip, zıt anlamlısını bilmediğin kelimede yüklemi olumsuz yapma eylemidir veya dümdüz orada gördüğünü çevirmen, anlamlandırmamandır, veya bambaşka bir şeydir.. Bu şey gibi "I went" ve "I did go". İkiside anlatmak istediğini anlatır ama birisi grammerde çuvallamıştır. Btw sadece burada bunu yapmıyorsun o yüzden biraz tilt oldum. Birkaç çevirinde gördüm ve nedense beni rahatsız etti. Yâni neden bir insan "yetersiz geliyor" demez de "yeterli gelmiyor" der, ve bunu her zaman yapar? Evet asıl soru, neden her zaman?
• "The road is long... the meantime"'ın bir öznesi vardır ve "biz"'dir. Orada "sen eğlenmeye çalış" denmiyor. Orada beraber eğlenelim deniyor ki özne de cümlenin tam ortasında. Devrik cümleler olabilir değil mi İngilizcede? Özne her zaman cümlenin başında olacak diye bir şey yok ki öznesiz cümleyi bile yazara iletiyoruz..
• "Sertçe öpeyim" ve "öpeyim" arasında büyük bir fark var. Sıfatı arada yemişsin.
• "As a", küçük bir çocukken, çok yanlış yere zıpladık. "Küçük bir çocuk gibi kafam çok karışıktı". Oradaki sanki öyleymişim gibi derken sen sanki orada "when" gibi bir zaman "bildirgeç"'i kullanmışsın. İşaret ettiği şey zaman değil, onu zaten "-ed" veriyor.
• "Bulamadığım için korktum" mu denir sence "almaya çalıştım"'dan sonra, yoksa "almaya çalıştım ve bulamamaktan korktum mu nedir? Sayma yöntemleri bana söylüyor ki eğer bir bağlaç yoksa, o "ve"'dir. "Ve" bla bla bla.
⚠️ Hepsi benim kafamın içinde dönen düşüncelerdir, yorumlarımdır. Yanlış olabilirler, doğru olabilirler bunu ancak, bana göre, akıl belirleyebilir. Amacım sadece "o şey ne ise onun o olduğunu anlatmak". İyi olan bir şeye iyi diyen, kötü olan bir şeye kötü diyen, hoşlanmadığım bir şeye hoşlanmadım diyen bir kişilik. Günümüz dünyasının sadece "iyilerin konuşlduğu" kısıma tersen oluşturulmuş bi' düşücedir ve realite içerir. Lütfen bu dediklerim büyük bir etki bırakmasın, bazen toxic, bazen kırıcı, bazen sert, bazen yumuşak, bazen hoş, bazen sevimli, bazen hater.. duygularım konuşabilir. Ama unutma sadece "o şey, o zaman, o durum, o neden, o kişi" için kısaca "bazen"'dir. Senin bir şeyi bilmediğini sayarak yorumlarımı gerçekleştiriyorum çünkü ben senin neler bildiğini ne yazık ki bilmiyorum..
🖤 Teşekkürler, beni ve anlatmak istediklerimi anlamaya (belki okumaya) *çalıştığın* için. Daha fazla eleştirebileceğim, yorumlarımı sunabileceğim, Lana çevirileri dileğiyle. Bu bir eleştiridir ve yorumlarımdır. Her şey gerektiği gibi..
🌟 Gerekli oylamamı gerekli düzenlemeleri yapıp sonucunu gördüğümde veya yapmadığında sağlayacağım.
maviris☆