• J. R. R. Tolkien

    Over the Misty Mountains Cold → traducción al Turco→ Turco

Favoritos
Compartir
Font Size
Letra original
Intercambiar idiomas

Over the Misty Mountains Cold

Far over the misty mountains cold
To dungeons deep and caverns old
We must away ere break of day
To seek the pale enchanted gold.
 
The dwarves of yore made mighty spells,
While hammers fell like ringing bells
In places deep, where dark things sleep,
In hollow halls beneath the fells.
 
For ancient king and elvish lord
There many a gleaming golden hoard
They shaped and wrought, and light they caught
To hide in gems on hilt of sword.
 
On silver necklaces they strung
The flowering stars, on crowns they hung
The dragon-fire, in twisted wire
They meshed the light of moon and sun.
 
Far over the misty mountains cold
To dungeons deep and caverns old
We must away, ere break of day,
To claim our long-forgotten gold.
 
Goblets they carved there for themselves
And harps of gold; where no man delves
There lay they long, and many a song
Was sung unheard by men or elves.
 
The pines were roaring on the height,
The winds were moaning in the night.
The fire was red, it flaming spread;
The trees like torches blazed with light.
 
The bells were ringing in the dale
And men looked up with faces pale;
Then dragon’s ire more fierce than fire
Laid low their towers and houses frail.
 
The mountain smoked beneath the moon;
The dwarves, they heard the tramp of doom.
They fled their hall, to dying fall
Beneath his feet, beneath the moon.
 
Far over the misty mountains grim
To dungeons deep and caverns dim
We must away, ere break of day,
To win our harps and gold from him!
 
Far over the misty mountains cold
To dungeons deep and caverns old
We must away, ere break of day,
To find our long-forgotten gold.
 
Traducción

Far Over The Misty Mountains Cold

Soğuk Sisli Dağların ardına,
Derin zindanlara, eski mağaralara,
Şafak sökmeden ilerlemeliyiz
Büyülü altınlarımızı almaya
 
Güçlü efsunlar yaptı eskilerin cüceleri
Çekiçler vururken ziller, çanlar gibi
Karanlık şeylerin uyuduğu derin yerlerde
Ve oydukları salonlarda, yerin altındaki
 
Eski krala ve elf efendisine
Işıklar saçan büyükçe bir define
Şekillendirerek dövdüler ve ışığı yakaladılar
İşlemek için kılıcın kabzasındaki mücevhere
 
Gümüş gerdanlığın üstüne dizdiler
Çiçek yıldızları, taçlara eklediler
Ejder ateşini, bükülmüş bir ipe
Ayın ve güneşin ışığını hapsettiler
 
Soğuk Sisli Dağların ardına
Derin zindanlara, eski mağaralara,
Şafak sökmeden ilerlemeliyiz
Unutulmuş altınlarımızı sahiplenme davasında
 
Süslediler orada birçok kadeh kendilerine
Ve altından arplar, insanların asla ulaşamayacağı yerlerde
Uzun süre hüküm sürdüler birçok şarkıyla
Asla duyulamayacak insalarca ve elflerce
 
Hışırdamaya başlamıştı yükseklerdeki çamlar
İnliyordu geceden gelen rüzgar
Ateş kızıldı, alevler yayılıyordu
Meşaleler gibi tutuşmuştu ağaçlar
 
Çanlar çalıyordu Dale'de
Bakınıyordu insanlar soluk yüzleriyle
Ejderhanın ateşinden daha sert hiddeti
Yıktı kuleleri de dayanıksız evleri de
 
Dağı duman sarmıştı altında mehtabın
Cüceler duydular seslerini canavarın
Kaçtılar salonlarından ölüme doğru
Ayın şahitliğinde, ayaklarının altında ejderhanın
 
Zalim Sisli Dağların ardına,
Derin zindanlara, karanlık mağaralara,
Şafak sökmeden ilerlemeliyiz
Altınlarımızı ve arplarımızı kazanmaya
 
Esiyordu rüzgar solmuş fundalıklarda
Hiç yaprak kımıldamıyordu ormanda
Gündüz gece farketmeksizin bir gölge orada
Ve karanlık şeyler gizlice girdi altına
 
Geldi rüzgar soğuk dağlardan
Kükreyerek aktı yollardan
Dallar sarsıldı, orman sızladı
Yapraklar da düşmüştü ağaçlardan
 
Rüzgar batıdan doğuya doğru ilerledi
Ormandaki tüm hareketlilik sona erdi
Ama şiddetli, cırtlak ses bataklığın karşısında
Duyulmaya başlamıştı uğultusunun sesleri
 
Otlar uğulduyordu, kırılmıştı püskülleri
Hırıldatıyordu sazları rüzgarın ilerleyişi
Sarsılmış göletin üstündeki semada
Bulutlar ayrı düşmüştü, yarıştıkça hareketli
 
Girdi ıssız Yalnız Dağa
İlerledi Ejderhanın sığınağına
Vardı orada kara kaya parçaları
Ve uçuşmakta duman havada
 
Yeryüzünden ayrılıp, uçmaya başladı ejderha,
Gecenin büyük okyanusunun ardına
Fırtınanın üzerindeydi ay
Yıldızlar da ejderhanın ateşini kıskanmakta
 
Karanlık, büyük dağın altında
Kral ilerledi salonuna
Dehşet saçan düşmanı ölmüştü
Ve yıkılacak diğer düşmanları da
 
Mızrak uzun, kılıç keskin
Kapı sağlam, ok-yay gergin
Altını sahiplenen kalp cesur
Cüceler artık vermeyecek acılara izin
 
Güçlü efsunlar yaptı eskilerin cüceleri
Çekiçler vururken ziller, çanlar gibi
Karanlık şeylerin uyuduğu derin yerlerde
Ve oydukları salonlarda, yerin altındaki
 
Gümüş gerdanlığın üstüne dizdiler
Yıldızların ışıklarını, taçlara eklediler
Ejder ateşini, bükülmüş bir ipten
Arp melodileri dinlettiler
 
Yine özgür dağın tahtı
Sürgündeki halk, dinleyin çağrıları
Çabuk! Çabuk! Yalnız Dağa!
Gerekiyor kralın dostları, soydaşları
 
Çağırıyoruz, ötesine soğuk tepelerin
Geri dönüş yoluna koyulun eski inlerin
İşte, kral kapılarda beklemekte
Elleri de altın ve mücevherle zengin
 
Geldi kral salonuna
Kara, yüksek dağın altında
Dehşet saçan düşman öldürülmüştü
Ve yıkılacak diğer düşmanları da
 
Elveda diyoruz, yuvaya ve yurda
Rüzgar esebilecek, yağmur yağabilecek olsa da
Şafak sökmeden ilerlemeliyiz
Ormanın ve yüksek dağın ardına
 
Elflerin yaşadığı Rivendell'e
Gizlilik içindeki Vadiye
Hızlıca ilerliyoruz kırda ve ıssızlıkta
Yerini tam olarak bilmediğimiz halde
 
Önümüzde düşman, omuzlarımızda yükle
Ruhlarımızın gideceği semanın şahitliğinde
İlerledik son ana dek
Görevimiz bitti, maceramız erdi nihayete
 
İlerlemeliyiz! İlerlemeliyiz!
Ve gün doğmadan yola düşeceğiz!
 
Por favor, ayuda a traducir "Over the Misty ..."
J. R. R. Tolkien: 3 más populares
Comentarios